Bizim kuşağımızla mı
ilgilidir bilinmez karşılaştırma ve kompleks hastalığı yaşıyor günümüz
insanları.
Benden daha iyi durumlarda olsun dediğin en özel anlarında yanı başında olduğun arkadaşından sonra bir ““unuttum” ile karşılamamak için daha mı kontrollü olmak gerekiyor acaba?
Zaafları yüzünden
arkadaşlığına sahip çıkamayan,savunamayan hatta belki bilerek ve isteyerek seni hayatından
uzak tutmaya çalışan.. Daha önce onu kıran insanların bile senden daha kıymetli
olduğunu görmen. Ama hiç sesini çıkarmaman ,ara ara sadece üstü kapalı uyarman.
Üstelik kaybetme korkusu yüzünden değil, bardağın yılların hatırına damla damla
dolmasından…
Ya da her şeyini açık açık paylaştığın her anında yanında tuttuğun arkadaşından günün birin de” ama sen böyleyken bu kadar güzel şeyler yaşıyorsun, ben şöyle şöyleyim neden bu durumdayım” diye içini kusmasını görmemek için ne yapmalı?
Sanırım bazen duymamanın, görmemenin sağırlığını devreye sokmak lazım. Ben yapabiliyorum bunu evet yapabiliyorum. Affetmeyi öğreniyorum.
Gerçek anlamda ki dostlar arasında menfaate yer olmamalı. Geçici kırılma anlarını sürekli hâle getirmemenin tek çaresi yine dostluktan geçiyor. Öyle anlar geliyor ki insan kendine kızıyor kendine kırılıyor. “Dostum artık o arkadaştan ötem “dediğin insana kırılmamak darılmamak zor olsa gerek.
Şükrediyorum ki birlikte büyüdüğüm, ve hayatıma geçte olsa aldığım evet artık arkadaştan öte dediğim insanlar az ama öz insanlar var yanımda. Zamanla elediklerim oldu elbet ama bana kalanlara çok mutluyum. Velhasıl kelam dost olabilmek önemli ama daha mühim olan dost kalabilmek.
Dostlarınızla hep aynı konumda
kalmanızı ister, mutlu hafta sonları dilerim :):)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder